Kürt siyasal hareketindeki parçalanmanın giderek arttığına dikkat çeken Emniyet yetkilileri, örgüt içinde daha önce bölücübaşı Apo'ya muhalif olan 1500 kişinin kamplarda infaz edildiğini belirttiler.

Yakalanmadan önce kendisine muhalif isimleri kamplarda infaz ettiren terörist başı Abdullah Öcalan'ın, aynı tutumunu yakalandıktan sonra da sürdürdüğü belirtildi. PKK'nın örgüt içi infazları, eski HADEP'li Hikmet Fidan'ın 6 Temmuz'da Diyarbakır'da öldürülmesi ile bir kez daha gündeme geldi. Emniyet yetkilileri, Fidan'ın silaha ve şiddete karşı çıktığı için PKK tarafından öldürüldüğünü ileri sürerek, örgüt içinde daha önce bölücübaşı Apo'ya muhalif olan 1500 kişinin kamplarda infaz ediliğini belirttiler. PKK uzmanı emniyet yetkilileri, Kürt siyasal hareketindeki parçalanmanın giderek arttığına dikkat çekerken, PKK içinde de şu anda birçok hizibin bulunduğunu hatırlattılar.

Emniyet'in PKK ile ilgili bir raporuna göre, Öcalan'ın talimatı ile infazı gerçekleştirilen 50'ye yakın üst düzey örgüt yöneticisi bulunuyor. Raporda, bu isimlerin şunlar olduğu belirtildi: "Şahin Dönmez, Mehmet Turan M. Cahit Şener, Seyfettin Zoğurlu, Suphi Karakuş, Resul Altınok, Abdullah Ekinci, Engin Sincar, Mahmut Arda, Sema Yıldız, Aydn Şahin, Sevim Adıbelli, Sedat Bayraktar, Levent Buker, Mustafa Yaygir, Rodi Demirkapı, Mustafa Günaydın, Murat Bayun, Faruk Bozkurt, Berzan Dürre, Nazime Adtürk, Yücel Zeydan, Mehmet Emin Unay, Rahman Şen, Mamosto Osman, Selat Soran, Erdal İlaslan, Salih Tatoğlu ve Yıldırım Merkit."

PKK yedi parça

Raporda, terör örgütü PKK'nın içinde, "Mehmet Can Yüce ve Meral Kıdır'ın başını çektiği Devrimci Çizgi Savaşçıları, Sait Çürükkaya, Yıldırım Kaya ve Ayhan Çiftçi'den oluşan Özgürlük İnisiyatifi, cezaevinde yatan Ferhat Güllü'nün de aralarında bulunduğu Kürd Aydın Grubu, Vejin M. Cahit Şener, Cihangir Hazır ve Abdurrahman Kayıkçı'nın öncülüğündeki 4. grup, Hamili Yıldırım, Orhan İlbay ve Haydar Alapaslan Kayıkçı'nın öncülüğündeki 5. grup, Selahattin Çelik, Şürkü Gülmüş ve Baran Funderkan'ın bir araya gelerek oluşturduğu 6. grup ile en son Osman Öcalan'ın da içerisinde yer aldığı bir grup üst düzey örgüt mensubu tarafından kurulan Demokratik Barış İnisyatifi" diye 7 ayrı grubun bulunduğu belirtildi. 2-5 Ağustos 2004 tarihinde yaptığı kongre ile PWD (Partiya Welatparez Demokratik) Demokratik Yurtsever Parti isimli partiye dönüşen 7. hizip gurubunun içinde, 6 Temmuz günü Diyarbakır'da öldürülen Hikmet Fidan da yer alıyordu.

PKK'nın kampları

Emniyet'in raporuna göre, PKK'lı teröristlerin bugün sadece 8'si Kandil Dağı'nda olmak üzere örgüte ait Irak ve İran topraklarında toplam 24 ayrı kampında örgütsel faaliyetleri devam ediyor. Bir çoğu Türkiye topraklarına çok yakın uzaklıkta yer alan bu kamplardan bazılarının isimleri şunlar: l Makhmur Mülteci Kampı: Irak yönetiminin kontrolünde bulunan Irak-Musul-Makhmur bölgesindeki bu kamp, kağıt üzerinde BM denetiminde olmakla birlikte fiilen PKK'ya ait bulunuyor.

Örgüt kampta dilediği her türlü propaganda ve eğitimini yapıyor. l Kandil Kamp Alanı: Örgütün üst düzey sorumlularının bulunduğu ve ana karargah olarak nitelenen bu kampta, sorumluluğu 6 ayda bir 2 kişi olmak kaydı ile örgüt mensupları dönüşümlü olarak üstleniyorlar. l Hakurki Kampı: Irak kuzeyi ile Hakkari Şemdinli ilçesinin karşısında İran-Irak-Türk sınırlarının birleştiği noktanın güneybatısında bulunuyor.

3 tabur PKK'lı militan eğitim görüyor. l Hınere Kampı: İran/Sino kenti ile Irak'ın kuzeyi Sedaka arasındaki Keşif dağının ve Türkiye sınırının güney kısmında Lolan suyunun yakınında bulunuyor. Örgütün merkez karargahı bu kampta bulunuyor. l Lolan Kampı: Adını İran sınırına mücavir Hakurki vadisi yakınındaki Lolan deresinden alan bu kampta, yaklaşık 150 örgüt mensubu eğitim görüyor.

Ekresiye yeni katılımlar bu kampta ttuluyor. l Zap Kampı: Türkiye sınırına 5-6 saat yürüyüş mesafedeki Kuzey Irak Amadiye bölgesinin Felas köyü yakınında. Örgüt mensupları bu kampta açık arazide baranıyor. Kamp konaklama amaçlı kullanılıyor. l Metina Kampı: Hakkari/ Çukurca ilçesinin karşısındaki Irak toprakları içerisinde, Türkiye sınırına 15-20 kilometre mesafede bulunuyor.

Evin Göktaş/Yenişafak

Haber dergisi Aksiyon'un bu hafta çıkan sayısındaki habere göre, Terörist Cemil Bayık ve Murat Karayılan'ın ölüm fermanı çıkarttığı kişiler Fidan ve Özen ile sınırlı değil. Son bir yıl içinde değişik zamanlarda PKK terör örgütü tarafından yayımlanan ölüm listelerinde 300 Kürt'ün adı geçiyor. Hem Hikmet Fidan hem de Hasan Özen'in bir yıl önce yayımlanan öldürülecekler listesinde adlarının geçmesi dikkat çekici. Listede Kürt yazar, siyasetçi ve aydınlarının yanı sıra PKK'nın şiddet politikasını eleştiren ve terör örgütünün Kürt halkını temsil etmediği savunup örgütten ayrılanların da isimleri bulunuyor. PKK'nın misyonunun bittiğini ilan edip örgütten ayrılan Osman Öcalan, Nizamettin Taş gibi teröristlerin isimleri her zaman listelerin başında yer alıyor. Listede adı geçen 300 kişiden yaklaşık 50'sinin PKK tetikçileri tarafından öldürüldüğü terör örgütü yanlısı kaynaklarca doğrulanıyor. Ama, PKK'nın infaz politikası hakkındaki en önemli ipuçları pişmanlık duyan tetikçilerin verdiği bilgilerde saklı.

Terörist Murat Karayılan tarafından Avrupa'daki tetikçileri organize etmekle görevlendirilen "Heval" ve "Çavreş" kod adlarını kullanan bir PKK tetikçisinin verdiği bilgilere göre, Türkiye'de ve Avrupa ülkelerinde şu anda 50 PKK tetikçisi eylem için görev bekliyor. Heval, Hikmet Fidan'ın Murat Karayılan'ın gönderdiği tetikçiler tarafından öldürüldüğünü ileri sürüyor: "Fidan'dan başka isimler de vardı. Ancak onlar için kesin emir çıkmadı. Fakat cinayetler devam edecek. Çünkü bazı aydınlar ve siyasetçiler için ikinci emirler alındı." Heval, PKK tetikçilerinin halihazırda 250 Kürt'ü vurmak için emir beklediğini söylüyor.

Heval emir alma şekilleri hakkında da bilgi veriyor. Bunda trafik lambalarından ilham alınmış. Yeşilde, öldürülecek kişilerin adları belirleniyor. Sarıda, öldürülecek kişiler takibe alınıyor. Kırmızıda ölüm cezası infaz ediliyor. Heval sözü edilen 250 Kürt'ün şu anda sarıda bekletildiğini ileri sürüyor. Kendisinin başta yazar Mehmet Uzun olmak üzere çok sayıdaki Kürt'ü öldürmek için "sarı" emrini alarak Avrupa'ya geldiğini ancak yapılacak işin doğru olmadığını geç de olsa anlayıp örgüt ile bağlantısını kestiğini söylüyor. Heval şu anda değişik Avrupa ülkelerinde saklanarak yaşadığını da belirtiyor.

Tetikçiler Avrupa'da öldürüp ormana gömüyorlar

Tetikçiler daha önce dağda eğitim almış, son yıllarda PKK'nın şehir kadrosuna geçmiş kişilerden oluşuyor. Emirler şehirdeki liderler vasıtasıyla tetikçileri yöneten "baştetikçi"ye verilerek ölüm cezaları infaz ediliyor. Heval'in verdiği diğer bir ayrıntı ise, cinayetlerin en az iki ya da üç tetikçi ile gerçekleştiriliyor olması.

Heval kod adını kullanan tetikçinin söylediklerinin bir benzerini bir başka tetikçi olan Delil Amudi de dile getiriyor. Pişman olduğu için PKK'dan ayrılan Amudi infazlara karşı "Acil Yardım" başlığıyla bir bildiri bile yayımladı. PKK karşıtı çeşitli internet sitelerinde de yayımlanan bildiri ve Amudi'nin itirafları dikkat çekiyor. Tetikçi olarak Avrupa'ya gönderildiğini söyleyen Amudi çok sayıda tetikçinin bulunduğunu belirtiyor. Eski komutanlardan Zeki Öztürk ve Ayhan Çiftçi'yi öldürmek için Cemal adlı bir tetikçinin görevlendirildiğini iddia ediyor. Amudi Avrupa'daki tetikçilerin sadece silah kullanarak değil değişik profesyonel ve pek iz bırakmayan yöntemlerle de infazı gerçekleştireceklerini söylüyor. Araba kazası veya intihar süsü vererek, ateşli silahla veya bıçakla, yakarak veya boğarak öldürme PKK tetikçilerinin taktikleri arasında yer alıyor. Delil Amudi infazlardan sonra cesetlerin genellikle gömüldüğünü ve öldürülenlerin örgüt kayıtlarına kayboldu, nereye gittiği bilinmiyor, intihar etti, yangında ve trafik kazasında öldü gibi notlar düşüldüğünü vurguluyor.

Amudi, PKK'dan ayrılan ve tetikçiler tarafından öldürülen Faruk Bozkurt ve Engin Sincer'in "intihar ettiler" şeklinde rapor edildiğini söylüyor. Amudi'nin verdiği bilgiler yaşanan bazı olaylarla da doğrulanıyor. Hasan Özen'in cesedi ormanda gömülü olarak bulundu. Leyla Turan ve Metin Koru'nun cesetleri Berlin'in Buckow ilçesindeki ormanda domuzlar tarafından toprağın altından çıkartıldı. Sadece Avrupa'da değil Türkiye'de de öldürülenlerin cesetleri itirafçıların verdiği bilgiler doğrultusunda ortaya çıkarılıyor. PKK tetikçileri tarafından öldürülen Edip Aksoy ve Orhan Cingöz'ün cesetleri itirafçı Abdülkadir Aygan'ın verdiği bilgiler doğrultusunda Bazamir Deresi'nde bulunmuştu.

Delil Amudi yayımladığı bildiride kendisini tanımlarken aynı zamanda tetikçilerin kurbanlarına sinsice nasıl sokuldukları hakkında da ipucu veriyor; "Bir süredir Avrupa'da aranızda dolaşan, sizinle birlikte yemek yiyen, hatta evlerinizde yatan birçok katilden sadece biriyim. PKK yönetimi tarafından Avrupa'da sorun çıkaran bazı örgüt sorumlularını imha etmek/ettirmek amacıyla gönderildim. Uzun yıllar PKK saflarında yer aldım. Yaz kış, gece gündüz demeden, dağda bayırda örgüt için çalıştım. Gençlik yıllarım çatışmalarla geçti. Ancak kullanıldığımı ve hayatımın örgüt için hiçbir anlam ifade etmediğini çok geç anladım." Amudi, çocukları ve yakınları kayıp Kürt ailelerin Avrupa Birliği'ne, Avrupa Parlamentosu'na, Uluslararası Af Örgütü'ne ve İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmaları gerektiğini de vurguluyor.


Fidan'dan önce...

Daha çok dağda örgüte muhalif düşen ya da hamile kalmış kızları bulundukları kırsalda ortadan kaldıran PKK terör örgütü son bir yıldır örgütten kaçıp Avrupa ülkelerine sığınanları da vuruyor. Ancak, Kürt aydınlarına yönelik ilk eylemi Şubat 2005'te gerçekleştirdi. PKK'dan ayrılan Suriye'deki Rekeftin Hareketi'ni yöneten ve daha çok kültürel anlamda Kürt kimliğini savunan Kemal Şahin'in PKK tetikçileri tarafından öldürülmesi terör örgütünün aydınlara yönelik ilk eylemi oldu. Rekeftin Hareketi, Şahin'in, başında Serdar Muhammed Askan'ın bulunduğu 8 kişilik bir PKK tetikçi grubu tarafından öldürüldüğünü açıkladı.

Şubat ayında başlayan Kürt aydınlarına yönelik avın en önemli ayağı ise şüphesiz Hikmet Fidan oldu. Kemal Şahin'den sonra Fidan'ın da öldürülmesi PKK'nın sadece kendisine muhalif olanları değil, fikirleriyle Kürtleri müspet yönden etkilemeye çalışan kişileri de susturmaya ciddi manada başladığını gösteriyor.


PKK eylemleri AB'yi baltalıyor

Zaten bu durum Murat Karayılan'ın bir yıl önce yayımlanan bildirisinde de ortaya çıkıyor. Karayılan tarafından yayımlanan ve Osman Öcalan grubu tarafından "Kürt kamuoyuna" açıklanan bildiride Karayılan; "Asıl tehlike, Kürt kimliği deyip Kürt kültürünü savunan, kendilerine bilge denen kişilerdir. Dağdan kaçan ahmaklar bir şey yapamaz, bizim mücadelemiz diğerleriyle olmalı." diyor.

Karayılan'ın bildirisini destekleyen açıklama PKK'nın ölüm listelerinin tümünde adı yer alan gazeteci Serhat Ararat'tan geliyor. Yurtdışında yaşayan ve örgütü çok iyi bilen Ararat, PKK'nın amacının aydınları susturmak, Kürt halkı üzerinden rant ve menfaat sağlamak olduğunu söylüyor. Ararat kendisinin ölüm listesinde olmasının önemli olmadığını, ancak Kürt halkının artık bilinçlenmesi gerektiğini belirtiyor. Ararat, PKK'nın cinayetlerini sürdürmekte kararlı olduğunu ısrarla vurguluyor. Ararat'a göre PKK eylem ve cinayetleriyle Türkiye'nin AB sürecini baltalamak istiyor: "PKK'nın seri cinayetleri kamuoyunda teşhir edilmeli. Herkesi örgütten ayrılmaya, şiddet politikasına karşı durup demokrasi mücadelesi yürütmeye çağırıyorum. Hâlâ silahı çözüm gibi gösterenlere, orada burada bomba mayın patlatanlara, silahı hâlâ zulada tutmak isteyenlere karşı çıkalım. Türkiye'nin AB sürecini baltalamaya çalışan şiddet yanlılarını aramızdan atmak istiyoruz. Ve geçmişe bir daha geri dönmeyelim."